. k e r e s t e

d e r g i

Deneme

Deneme 1

VELİ BEYDİLLİ - 15 HAZİRAN 2021

Kaf dağının başında bir ev yaptığım ve bazı buluşlar gerçekleştirdiğim doğrudur. Kaf dağı bir borudur. Çıkılmaz ama geçilir. Uyuz ve aksayan dürüstlüğüm sayesinde, kendimi insan içine çıkarabildiğim için kusurluyum. Fakat yontulmamak için midemden ne geldiyse kustum ve buram buram buğday kokladı kamuoyu. Kaf dağı ise jeolojik sebeplerden ötürü taşındı. Şimdi öyle diyelim de; hukuk üzerine alınmasın.

Kışın engereklerin, yazın kutup ayılarının içinde bulundum. Bu bir ayran gönüllülüktü ve orada olmaktan kıvanç duydum. Zevk almadığımı kimse iddia edemez ama hak vermediğimi biliyorum. Çünkü gerzekler, neyin arkasında gizlenirlerse gizlensinler, bahtı kara doğumlulardır. Ve gerzekler, üretici firmalarıdır aynı zamanda bir sonraki jenerasyonun.  Heybemizdeki umut haşin bir yalancıdır, nazlı bireyler peydah eder yeryüzünde. En nihayetinde homo sapiens ışık saçar değil mi? İdealist ilkokul öğretmeni onuruna sığınarak bazı tabancaları patlatmalıyız. Yoksa neden cümle diye bir icat olsun ki, pazarlığı en faydalı hale getirmek amacı dışında.

Yaftalayarak geçilen yol, ağır ikna yeteneği gerektirir. Gösterişli hikayelerle sahnelenen oyunlar, karşı cenahın zihnini tıraşlar gizli bir mahmurlukla. Hiçbir zaman yetenekli olmayı akıl edemedim. Fikirler en temiz öyküleri kanla boyarken Anadolu’da; tekrar eden seremoniler, babadan kalma öğretilerim oldu. Sonra bir de okul maceram dillere destan. Türkü dinlemek her ne kadar namus meselesi olsa da Mozart’ın çivilerini sökemiyorum şimdilik. İsmimin ilk harfi ile giriştiğim metinde, kim bilir kaç harfi unuttum ilk zamanlar. Kabahatim denemek desem yeridir. Şerefim artık caka satamıyorsa, bunu bir kenara yazarken yine de umudum var: Çünkü gün gelecek piyasa değeri olacak. Ben değil de belki çocuklarım aç karnını doyurur düzenli çamlar arasında. Kemiklerimi sızlatsa da bazı hakikatler, kiminle yattığını bilmediğim yeni bir kadın daha lazım koynuma. Ne kadar geveze bir zamandayız. Yeni diller programında bugün, aşkın zeybeği şarkısını seslendirerek salsa yapan bir muzun sorularını yorumlayacağız.

İnsan inandı ve hikayesine bir paragraf daha ekledi. Yüce, edebi ve müzikal tavrıyla sınadı tabiat ananın haysiyetini. Kibar fahişeler kalabalıklara karıştı. Çiçekleri koklamayı seven insanoğlu bazen o çiçekleri becerdi otel odalarında. Yüz liralık meşakkat, beş liralık gülümseme karşılığında duruyor, bütün zamanın sonunda. Ne mutlu kapitalistim diyene. Onlar belki de en güzel cehennemi tadacaklardır yârin koynunda. Ancak ortalıkta dolaşamayacak kadar huzursuzlar. Ve ben, ulu bir çınar namına güvenilerek büyüyorum öyle mi? Hem kendime hem zemheriye kışlık ediyorum, pohpohlayarak güzergahı bitmeyen romanlarımı. Kısacası ulvi pişekarlar boyuyor kaportalarımızı bir yaz gününde ve içimden dizeler akıp gidiyor gökyüzüne.

 

VELİ BEYDİLLİ

Şüheda
EDİTÖR