Özlenen günlerin hatırına perçinlenen kalbimiz
Zamanın neresinde aksa işte orada bir yara genişlermiş
Yüz çukurlarında gizemleri biriktirmiş
Kaşıyor bir taraftan taraksız elleriyle
Durmadan bir durak arıyor üzüncünün tatlı telaşına kavuşmak için
İşte böyle bir gün sökün ederken
Diken batan ayakları acımıyormuş hiç
Biri var, birileri, bir yerlerde, onun yerine
Yasını yasamayla bir tutan ve kuvvetler ayrılığıyla son buseyi sevgilisinin
yanağına konduran
Bir düşün efkarıyla hiç düşünmeden bir sigara daha yakan
Ümidini pay edip fakir fukaraya dağıtan
İnandığımız bütün çiçekler yanılmıştır artık!
Keşke onun yerine de kırıldığıyla kalsa bir bardak
Saçtığı sicimler... ki onun da gözyaşlarında bir yer var
İlelebet kanayacak
Daha mı dalgalıydı saçları,
Alnı daha mı yayvandı yoksa?
Bir sürü soru ve işte bir sürü cevap
Uykuyla uyanıklık arası bir halde suyunu yudumlarken
Ve geçit vermez derebeyleri surları döverken halen
Kim kalmışsa arkada, kime kalmış dünya?
Bir bakmışsın sen yok olmuşsun ve böylece yeniden sevmeyi annenin
yumurtalıklarına işlemişler
Kesin konuşmuyorum, bak belki ben yok olmuşumdur, belki kanatlarımız
ıslanmamıştır henüz
Belki yanlış kaldırımlarda hep yanlış yere ölüyoruz
Kimse tekrarlamıyor bunu, kimse yanılsamıyor nedense
Herkesin bildiği ama inkar ettiği bir bedel ödüyoruz
Bu çınarcıklar da bir gün gövdesini söktüğü zaman
Ve ayvansaraylar boyu kuşlar tepelendiğinde
Durun diyeceğim size, durun!
Yepyeni bir rüzgar öpüyorum
Afiyetle ben
Ve sen taht gülü!
Kin basar yazgını, kan tutarsa ellerin
Gümüş gerdanında kim bilir neler geciktirdin?
Ya şimdi konuş ya da ebediyen pus!
Zaten hiç bir olmadık
Belki bir hiç oluruz
BURAK ADIYAMAN