Tütünden baruttan ham kubardan
Tütüne baruta yakılmış kubara
Önce indir başını saçını kendi ellerinle kavra
Gözlerin dönsün o beyaz duman etrafında
Düşür dilinden ağzında sakladığın sararmış sırrı
Çimen lekeli tişörtünü çıkartıp tutuşturur ananın ellerine
Yabancı lekelerin üzerine uzan
Kötü günlerden kalan akşamlar gibi
Al alış yamala kendi ellerinle
Tanıdık bir akşam yabancı bir leke
Uzanınca kendinin yabancı yerlerine
-Kurallara uygun sınanan bilinç kimsesizliğe itilmiş-
Var ol, varlığın delil olmaya yetmese de
Var ol, kimse yola çıkmanı umut etmese de
Herkesten önce tat olmanın tadını
Çam kolonyası misvak üzerlik otundan
Çam kolonyası misvak üzerlik otuna
Kendini ana rahmine hazırlar gibi soy
Kaldırmadan gözlerini ayak ucundan
Bir sağa bir sola uzak diyarlara
Uzak diyarları gör kendi selamını al
Uçsun dilinden avcunda sakladığın yeşermiş niyet
Gözlerin değsin uçlarına omzun
Henüz ürpermiş bir çocuk kadar toysun
Şiirin bittiği kesin herkesler bilsin
Şems’in ateşi söndü Rumi yurdu Roma’ya döndü
Bize balta girmemiş kâğıt
Pazar’a sarkmış ayin öncesi bomba
Denize akan nehir bir aklın yolu delta
Köylü kuğu yüzüyor tüm medeniyetiyle rüyalarımda
KUBİLAY ÖZMEN