1
yıllar sonra ve
nereden başlayacağını bilmeden
ötmeye koyulan bir bülbülün
gevezeliğinden geliyorum.
inananlar inanmayanlara inansın
ve bir kuş konsun pencereme diyorum.
diyorum, onunla birlikte
kurye bir kıza ağlayalım mesela
ve çelimsiz ve meteliksiz o şehrin
ağızlarına kira isteyen köpeklerine.
ağlayalım ve biraz sessizlik.
sonra biri bağırsın yırtınarak
yedinci kattaki asansörün sahibi kimdi
köpeğe kemikle vursan havlamaz ilkesi gereği
çelik halatlara çekelim
asansörün de sahibi olan kişiyi.
2
şiirsizlik var bende anlamıyorsun
dudaklarım hep aynı kelimelerde
gözlerim haziran sabahlarını seçemiyor
nisan yağmurları bana d vitamini değil
inanırsan bir kış günü
hiç üşüyemediğimi de ispatlarım sana.
bir tabaka sigara biraz kül
biraz duman ve uzun marlbora
pişmanlıklarım ve büyük yalnızlıklarım
onları da Turgut baba söylemişti zaten
yani orada bile çuvallayabilirim.
en iyisi sessizliklere katılmalıyım
belki bunun bir anlamı olur.
bir anlamı olur edip etmediklerimizin
sevip sevemediklerimizin…
3
şüpheliler için bir başka
başkaları için bir şüphe oldu kalbim
etkiden kaçtım ve
layık görmedim kendimi soylu akrabalıklara.
nefretin cennete düşmesi
karaya vuran bir balığın ağzı
ustalıkla uydurulmuş yalanlar
kitaplar, süreli yayınlar ve hatalı baskılar
ve işte yine nefret haftasının hazırlıkları:
içimde kıyamet sabahları doğurdu bütün bunlar
bütün bunlar, kötücül bir büyücü edasıyla
ürkünç bir kinin sefer taslarını taşıdılar
FATİH KANPARA