tanımımda fen yok, matematik beni ardımda bıraktıklarımla toplamış
bulduğu sonuçta mevsiminde yenmemiş birkaç elveda bölü bir çok anı
travmatik
bu mevsimin bir namlusu var, şaşırtıcı olan bana doğrulması değil
sen tarafından tohumu nerene ekersek en gür çıkacağını bilmeme
doğrultulmuş
gulan, sen, ilk baharından geçirecek otostopa yüreklendiriyorsun kendini
annen bekaretini tembihlemiş, en çok bu yüzden tohumundan
vazgeçiyorsun
tanımımda ten yok, alnıma yazılmamışım midemi karalamışlar
yaşamayı düşününce oluşan kramp hepimizinkinde vardır
bir ağzın varsa tükürüğü de kesin vardır, işte yüzüm karşında
üşüştüğün elbise kendiliğinden çiçeklenir, puh
çay kitabın üzerine döküldü, sayfalarını mı emsem
yoksa kalkıp bir daha mı doldursam çay
tanımımda sen yok, ilk kez reddedildiğimde bütün kabullenişlerimi
koşmuştum
gerçeklikten kaçan adımlarımla peşimdeki tüm asfaltı sökmüştüm
tanımımda gen yok, onu çalmaya meylin şartı bir kez yanarsın
vicdana sığdıracak olsan en az üç kitap meali okumak lazım
keşke önceden ölmüş olsaydım bu kadar borcum olmazdı
yaşıyorum farkındasın, fısıldamalarım sesini arıyor
konuşman bitmeden dudakların karışıyor işin içine
ölüyor olamam, boşlukta ev sahibi olarak biliniyorum ama
sen söylemeyince klişeleşiyorum
tanımımda sinkaf, kadınla rahmi arasındaki kan davası,
annenin nasihatları karşısında bir günahkarsın
bence tanrı bile sana gülüyor olsa da
yüzümdeki kayıkları düzelttim akıntıya doğru
genizimde dalga boyuna tsunami denen bir yıkım yüzüyor
bir ağacı bıçağa kazıyorum bu mevsimde
hangi ağaca yaslansam kuş kaçırıyorum
FATİH CEYHAN